Beled Suresi Okunuşu: Beled Suresi Meali, Fazileti, Beled Arapça-Türkçe Okunuşu
Düzyazı türünde verdiği eserler de başarılıdır. Şiirde dizelerin uzunluk ve kısalıkları da şiire musiki havası veriyor. 12 ayrı vezin kullanılan bu 59 mısralık şiirde, birbirini takip sırasına bakarak, şairin belirli aralıklarla tekrar ilkesine dikkat ettiğini görürüz. Bu da bize gösteriyor ki şair, şiirini yazarken serbestlik içinde belli bir düzen kurmuştur. Fonetik bakımından birbirine benzer yapıda kelime parçalarının ısrarla tekrarı da “O Belde”yi müzikal kılan vasıtalardan birisidir. Bunlar âdeta şiirin ilk kelimesi olan deniz-ler-den kelimesinin ses itibariyle parçalanarak bütün şiirin içine yayılması şeklinde görünüyor. Ünlü+n, ünlü+r olarak gösterebileceğimiz ses gruplan, mısraların içinde ve mısradan mısraa devam eden bir ahenk temin ediyor. Gerçekleri belirsizleştiren, hayal kurmaya uygun bir renktir. Gölge sıfatı da gerçeği silme arzusunu ifade eder. Hava ve kadınlar için kullanılan “ince” sıfatı da bu eğilimi gösterir.
Şairin çok kullandığı sıfatlardan biri de “uzak” sıfatıdır. Bu sıfat da gerçeklerden kaçmayı hissettiriyor. Bu kadın, ince, güzel ve doğayı anlayan bir ruha sahiptir. O da şair gibi özlem ve gurbet (ayrılık) duygusuyla sıkıntılıdır. Gözlerini akşamın renkleri ve hüznü bürümüştür.
Analitik çerezler, ziyaretçilerin web sitesiyle nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullanılır. Bu çerezler, ziyaretçi sayısı, hemen çıkma oranı, trafik kaynağı vb. Metrikler hakkında bilgi sağlamaya yardımcı olur. Performans çerezleri, ziyaretçiler için daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmaya yardımcı olan web sitesinin temel performans indekslerini anlamak ve analiz etmek için kullanılır. Ifadesi, tabiatla kadın arasındaki kaynaşmayı ifade ediyor. Burada tabiata râci bir “einfühlung” hadisesi karşısındayız. Bütün bu sıfat tamlamaları gösteriyor ki, Hâşim, “O Belde”de objektif varlıkları durmadan silmeğe, kaybetmeğe, inceltmeğe, uzaklaştırmağa çalışıyor. Sembolizmin prensiplerinden biri de bu değil midir?
O Belde Şiir Tahlili
Bunlardan birçoğu gizli benzetmeler biçiminde ortaya çıkıyor. Fakat bunlar teşbih değil istiare biçiminde karşımıza çıkıyor.. Örneğin “hasta deniz” tamlamasında deniz insan gibi düşünülmüştür. Keza “dalgın mesâ” tamlamasında da gizli bir teşbih var. Bu tamlamalarda aynı zamanda teşhis (kişileştirme) özelliği de bulunuyor. Şair, sadece isim ve sıfatlarla değil fiillerle de görüntüler oluşturuyor; denizlerden esen ince havâ, yanındaki kadının saçlarıyla eğleniyor.
Ahmet Haşim’in “Göl Saatleri” adlı kitabında “Serbest Müstezat Nazımları” bölümünde bulunur. O Belde şiiri, Ahmet Haşim’in ilk devresiyle son devresi arasında bir bağlantı olarak görüldüğünden dolayı orta devrede yer aldığı söylenilebilir. O Belde şiiri Tevfik Fikret’in Ömr-i Muhayyel şiiriyle benzerlikler gösterir. Dekor bakımından ise Cenap Şahabettin’in bazı şiirlerini hatırlatır. Fecriati’nin temsilcilerinden olan Ahmet Haşim, sembolizmden etkilenmiş ve şiirlerinde genellikle akşam, şafak, gece, mehtap, yıldızlar, ormanlar gibi konulardan bahsetmiştir. Bu yazımızda Ahmet Haşimin O Belde şiirinin orijinalini, günümüz Türkçesi ile çevirisini görecek ve şiirin hem konu hem de dil ve anlatım yönünden incelemesini yapacağız. Parçaların birleşmesi tutarlı bir bütün meydana getiriyor. Şiir, aşamalı bir biçimde gelişerek belli bir amaca ulaşıyor. Sürece ve içeriğe göre ayarlanan ses düzenleri, tekrarlanan sözcükler ve dizeler, etkileyici bir müzik, ruhun dalgalanışına uygun bir ahenk doğuruyor. Kullanılan sıfatlar ve imgeler içeriği besleyen bir ortam yaratıyor\. Hemen kaydol ve geniş oyun seçeneklerine erişim sağla bettilt giriş\. Şair, duygularını ve hayallerinin kendine özgü, başarılı bir üslupla yansıtıyor. Burada o belde kadınlarının ruhu önce kırgın akşamdan kalan menekşelere dönüşüyor, sonra durgunluk ve suskunluğu arayan bir hisle doluyor.
Beled Suresi Arapça okunuşu
O Belde’nin kadınlara ayrılan dizeleri görünüm tasvirine oranla daha fazladır. Bunun nedeni, şair için önemli olan manzara değil ruhtur. O belde, kadınların varlığı ile değer kazanan bir yerdir. O beldenin kadınları güzel, ince, saf ve leylî (geceye özgü) dir. Oradaki kadınlar gönüldeki acıları dindirmeyi bilir. Ayın hüznünün ışıksız alevi, sanki ellerine sığınmıştır. Orada “dalgın akşam”, “hasta deniz” ve “kadınlar” hepsi birbirine benzer. Şair,o mavi gölgeli beldeden ayrı kaldığını, sürgüne ve ayrılığa mahkûm bir yerde tutukluolduklarını söyler. Hayali bir mekân yaratan şair sonraki kısımda bu beldeyi ve bu beldede yaşayan kişileri tanımlar. Bu beldede mavi akşam, dingin deniz ruha huzur verir. Bu beldedeki kadınlar ince, saf, kalp acısını dindirmeyi bilen, gözlerinde hüzün olan kadınlardır ve bu kadınlar beldenin ruhunu temsil eder. Son kısmında ise şair umutsuzluğa kapılarak bu beldenin gerçekten var mı yok mu olduğu bilmediğini dile getirir bildiği tek gerçek kadın, akşam ve kendisinin var olduğudur.
{
Belirtilere dikkat: Belde ağrıyla ortaya çıkıyor, kamburluğa kadar götürüyor
|}
Bu çerezler, yalnızca sizin izniniz ile tarayıcınızda saklanacaktır. Ayrıca bu çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz de vardır. Ancak bu çerezlerden bazılarını devre dışı bırakmak, tarama deneyiminizi etkileyebilir. Fleurs du Mal’de uzaklar daüssılasını anlatan pek çok şiir vardır. Servet-i Fünun şairlerinin de tanımış olduğu Baudelaire, bilhassa bu temi işleyen şiirleriyle, bizim edebiyatımıza Cumhuriyet devrinde de tesir etmiştir. Bu fikre dayanarak, münferit edebî metin tahliline seminer çalışmalarında ön planda yer veriyoruz. Ayrıca, liselerdeki edebiyat öğretiminin de, son yıllarda, isabetli olarak, metin tahliline dayanması bu hususa daha çok önem vermemizi gerektiriyor. Ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz. Âyette geçen kebed kelimesi “acı, sıkıntı, zahmet” gibi anlamlara gelmektedir. Bu da insanın, doğduğu günden öleceği güne kadar az veya çok sıkıntılar, ihtiyaçlar, acılarla karşılaşmasının kaçınılmaz olduğunu gösterir.
Omurganın esnekliğini kaybetmesiyle birlikte omurganın duruşu değişir. Kasların zayıflamasıyla oluşan beldeki düzleşme, bazen kalıcı hale gelebilir” dedi. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com’a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Şiirin “bugünkü beşer ”den bahseden parçasını ikinci bölüm olarak alıyoruz. Burada şair, sevgilisine “bir ince taze kadın”, kendisine “eski bir budala” diyen “bugünkü beşer” hakkındaki düşüncelerini dile getiriyor.
O belde kadınlarının ruhları tasvir edilirken şairin, kelimeleri kullanmadaki inceliği ve ustalığı doruk noktasına çıkıyor. Ahmet Haşim, bu şiirinde en çok “mavi”, “ince” ve “uzak” sıfatlarını kullanıyor. Son bölümde şair, dalmış olduğu hülyalar âleminden uyanarak tekrar gerçek dünyaya dönüyor. Kendini yeniden bu yerde sürgüne ve ayrılığa sonsuza dek mahkûm hissediyor. Şair, çocukluk günlerine dönemeyeceğini biliyor. Ancak mahkûmiyet duygusunun oluşmasında yaşadığı çevrede kendini yalnız ve yabancı hissetmesinin de payı büyüktür. Gibi ahenk açısından birbirine benzer yapıdaki kelime ve kelime gruplarının tekrarı, ayrıca “d”, “n”, “z”, “r” seslerinin şiir boyunca kullanılması, şiiri musiki yönünü güçlendiriliyor. Öz şiir adıyla da bilinen soyut şiir anlayışı 20. Bu akıma göre şiirin asıl amacı şairin hissettiklerini çeşitli imgelerle ve çağrışım yoluyla okurlara aktarmaktır. Soyut şiirin temsilcileri, gündelik meselelerden çok kendi iç dünyalarına yönelmiş, içerikten çok üsluba ve söz sanatlarına önem vermişlerdir. Bu şiir akımının temel özelliklerini yansıtan O Belde kimin eseridir? Şiirin türü ve konusu nedir detayları ile derledik.